William Shakespeare- Romeo ve Juliet



William Shakespeare- Romeo ve Juliet
Özdemir Nutku çevirisi, 18. Basım, İş Bankası Kültür Yayınları, 133 sayfa


   Üzerinde çok fazla söz söylemeye gerek olmayan bir kitap. Shakespeare'ın en büyük başyapıtlarından biri. Yıllardır dillere pelesenk olmuş, filmler, dizilere ve kitaplara konu olmuştur  Romeo ve Juliet.
   1500'lü yıllardan günümüze kadar süre gelmiş bu tragedya birbirine aşık düşman iki ailenin çocuklarını anlatıyor. Olay, Verona surları içinde geçiyor. Montaque ve Capulet birbiriyle kavgalı iki ailenin başlarıdır. Romeo, Montaque'nun oğlu, Juliet ise Capulet'in kızıdır. Bir gün Capulet'lerin balosunda Romeo, genç ve güzel Juliet'i görür. Birbirlerini çok severler. Ancak Capulet ailesi Romeo'nun kendi ezeli düşmanlarının oğlu olduğunu öğrenince aşıkları ayırmak isterler. Bu noktada aşkın hiçbir engel tanımayacağı düşüncesi ortaya çıkıyor. Ve Romeo ile Juliet Rahip Lawrence hücresinden gizlice evleniyorlar. Tragedyada Romeo ile Juliet'ten sonra en sevdiğim iki karekter Rahip Lawrence ve Juliet'in dadası oldu. Çünkü bu iki karekter imkansız aşka destek veren tek kişiydiler.
   Evlendikleri gün Mercutio ( Romeo'nun arkadaşı) ve Tybalt (Juliet'in kuzeni) kılıç kılıca çarpışırlar ve Tybalt Mercutio'yu öldürür. Arkadaşının intikamını almak isteyen Romeo Tybalt'ı bıçaklar. Bunun üzerine Verona Prensi Romeo'yu sürgüne gönderir. Juliet'in anne-babası da kızlarını hemen Kont Paris ile evlendirmeye karar verirler.
   Bir sokak kavgasının Romeo ve Juliet'in aşkına engel olması beni biraz kızdırmıştı. Ayrıca Tybalt öldüğünde Juliet'in döktüğü gözyaşları kuzeninin ölümüne dayanamadığına zannedilmesi halbuki Romeo'sundan uzak kalacağına duyduğu hasretten olduğunu söyleyememesi beni çok üzmüştü.
   Bir sahne şiiri olmasından dolayı en sıradan konuşma bile size çok etkileyici gelmekte. Yani şiir havasında olması tragedya çok farklı ve hoş bir hava katmış.
   Beni en çok etkileyen ise Juliet'in şu sözleri oldu.
"Bana Romeo'mu ver; sonra öldüğündeAl da küçük yıldızlara böl onu;Bütün dünya gönül verip geceye,Tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe. "
    Romeo, Verona surları dışında, Juliet'inden ayrı. Juliet ise Romeo'sundan. Üstelik sevdiği adamla değil Kont Paris'le evlenmek zorunda! Bu can yakıcı durumu Rahip Lawrence'nin önerisi kurtarıyor. Ve Juliet düğün günü bir iksir ile ölüm uykusuna yatar. Herkes Juliet'i öldü diye bilirken o aslında ölmemiştir. Capulet'lerin aile mezarına konulup Romeo'nun onu kurtarmasını bekler. Ancak bu durumda da işler yolunda gitmez. Rahip John Romeo'ya mektup ulaştıramadan Romeo Juliet'in ölüm haberini alır ve mezara gelir. Onun gerçekten öldüğünü zannederken bir eczacıdan aldığı zehri içer ve ölür. Juliet uyandığında yanı başında sevgilisinin öldüğünü görür ve dayanamaz. Onun hançeriyle canına kıyar.
   Böylece perdeler kapanır ve ışık söner. Bu ezeli düşmanlarda evlatlarını kaybedince düşmanlıklarına son verirler. Ama ne fayda! İkisi de imkansız bir aşka kurban gitmişlerdir.
    Dediğim gibi Romeo ve Juliet üzerine fazla söze gerek yok. Bu kitap okuyabileceğiniz en güzel aşk tragedyası.

                                                                                   Keyifli okumalar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

J.D. Salinger- Çavdar Tarlasında Çocuklar

Franz Kafka- Dönüsüm